25 Temmuz 2016 Pazartesi

Kitap Yorumu: Hayalet Kalp

Bu kitap benim için farklıydı. Az önce bitirdim ve üzerimdeki etkisi geçmeden yorumlamak istedim.
İlk başlarda biraz sarmayacak gibi geldi. Yazarın dili de beni çok kendine çekmemişti.
Ama okudukça yavaş yavaş bana işlediğini fark ettim. Yani öyle aman aman bayıldım diyemiyorum ama garip bir etkisi var kitabın.
Bir de bahsetmeden geçemeyeceğim; cilt, kapak, baskı heeeer şeyi harika kitabın! Keşke bez çantası da olsaydı. O da çok güzel. :/ Neyse.


Karakterlerin küçük olması biraz kitaba ön yargıyla yaklaşmama sebep oluyor. Sanki çocukça gelecekmiş gibi.
Çok büyük bir yanılgı, biliyorum.
Şimdi kitap ciddi ciddi denizanalarıyla alakalı. Gerçekten o kadar çok şey biliyorum ki denizanalarıyla alakalı, ancak okursanız anlarsınız. Kitap günümüz ve geçmiş şeklinde ilerliyor. Ayrıca puntolar büyük ve bölüm geçişlerinde çok boşluk bırakılmış.
Hiç başından kalkmadan 3 saatte bitirebilirsiniz.
Suzy henüz 7.sınıf öğrencisi ve en yakın arkadaşını -Franny- yakın bir zamanda kaybetmiş. Aslında durun, yakın arkadaş demek doğru olur mu bilemedim. Sanırım bunun için okumanız gerekecek.
Franny çok iyi bir yüzücü olmasına rağmen boğularak ölüyor ve bu durumu Suzy kabullenemiyor.
Böylece insanlarla gerekmedikçe -neredeyse hiç- konuşmama kararı alıyor. Aslında tepkisi 'hayatta bazı şeylerin öylesine' olmasına. Sonrasında karşısına denizanaları çıkıyor ve onları arkadaşının katili ilan ediyor. Sonrası derin bir denizanası analizi ve Suzy'nin bu durumla nasıl başa çıktığıyla alakalı.
Aslında ilk başta bunda nasıl bir mesaj olabilir dedim ama aslında çok güzel alt başlıklara sahip bir kitap.
Özellikle zamanın insan üzerindeki etkisi ve arkadaşlık üzerine.
Ayrıca kitapta Justin unsuru var ki, aslında çok fazla yer almamasına rağmen onu da sevdim.
Benim favorilerime girmemiş olmasına rağmen ben gerçekten almanızı öneriyorum.
O garip havayı siz de soluyun ve ölümün geride bıraktığı etkileri küçük bir kızın gözünden okuyun.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%30): 4/5 
Denizanası olayı daha ilginç kılıyor. 

Sürekleyici/Akıcı olma (%40): 4/5
İlk başlarda biraz kitaba hakim olmakta sorun yaşadım ama sonra düzeldi. Hatta yazarın dilini sevdim diyebilirim.

Kitap bana hitap ediyor mu? (%10):3/5
Okuduğum türe çok giremese de sevdim. Özellikle ağır bir kitap okuduysanız sonrasında size iyi gelebilecek bir kitap.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5) : 5/5 

İsim/Kitap uyumu (%10): 3/5
Orijinal isim kullanılmamış ama uyumlu diye düşünüyorum.

Güzel Kapak (%5): 5/5
Mükemmel!

Puan: 4.06

21 Temmuz 2016 Perşembe

Kitap Yorumu: Satranç

Bölümümden dolayı özellikle psikolojik ögeler barından kitaplar okuma gayretine girmiş bulunmaktayım. Sonrasında klasik okuma gayretine de girmiş bulunmuşken bu ikisini bir arada yakalayabileciğim bir yazar keşfettim; Stefan Zweig.


Elbette ben bu keşifte geç kaldım. Adam zaten edebiyat camiasında almış başını yürümüş. Ama geç oldu güç olmadı ben de Zweig için ilk adımımı attım.
Satranç benim sevdiğim ama başarı elde edemediğim bir oyun, yeğenimi yeniyorum ama eheh.
Kitapta üç karakter üzerinden gidiyoruz. Mirko Czentovic dünyaca ünlü bir satranç ustası ve henüz genç o yüzden çok dikkat çekiyor ve henüz kimseye yenilmemiş.
Dr. B eski bir satranç oyuncusu ancak onun satrançla tanışma hikayesi çok sancılı ve uzun bir süre satranç oynamamış.
Son olarak geriye anlatıcımız kalıyor. Onun ismini hatırlayamadım bakınca da göremedim, sanırım isimsiz karakterlerden biri. Anlatıcımız da Mirko'yu yakından tanımak isteyen sıradan bir satranç oyuncusu.
Bu üçlünün buluşma hikayesi ise bir gemi yolculuğu. Bundan daha fazla bilgi vermeyeceğim.
Öncelikle kitap sadece 83 sayfa ama size anlattıkları bununla sınırlı değil. Yazar o kadar güzel ve ağırdan kişilerin psikoloji haritasını oluşturdu ve beni o diyardan diğerine sürükledi ki kitap ne zaman bitti ben anlamadım.
Özellikle Dr. B'nin yaşadığı sıkıntılar, üstesinden gelmeye çalışması, kendisiyle çatışmaları. Çok etkileyiciydi.
Stefan Zweig eşiyle intihar etmiş bir yazar ve yazarın son eseri de Satranç. Bu ayrıntı da kitabı daha ilginç kılıyor.
Ayrıca Zweig yine Nazilerden korkarak bir dönem geçirmiş  ve kitapta bunun izlerini de çok görüyoruz.
Ben herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35): 5/5 

Sürekleyici/Akıcı olma (%45): 5/5

Çeviri ve baskı kalitesi (%5) : 5/5 

İsim/Kitap uyumu (%10): 5/5

Güzel Kapak (%5): 4/5

Puan: 4.9

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Kitap Yorumu: Ben, Earl ve Ölen Kız

Birçok insanı ikiye bölen o kitap; Ben, Earl ve Ölen Kız. Çok tereddüt yaşadım aslında acaba beğenmez miyim diye ama boşa çıktı. Çünkü ben beğendim! Beğenmeyen arkadaşlarımı da anlayabiliyorum ama kitap bana garip bir şekilde sempatik geliyor. :D


Greg lise son öğrencisi ve tek derdi okulda görünmezliğini sürdürürken Earl ile film çekimlerine devam etmek.
Earl, Greg'in en iyi arkadaşı olmayan, tek arkadaşı. Film çekimleri dışında fazla takılmıyorlar ama açık ara en sevdiğim karakterdi sanırım. Ölen Kız ise ismini sizin keşfetmeniz gereken Greg'in eski bir arkadaşı.
Greg kimseyle tam anlamıyla bir arkadaşlık kurmadığı için haliyle onun aslında eski arkadaşları bile yok ama burada işin içine anne giriyor. Greg'in arkadaşının durumunu öğrenince Greg'den ona arkadaş olmasını, onu neşelendirmesini ve yalnız bırakmamasını istiyor. İşte Greg'e göre hayatını mahveden olayın başlangıcı burası.
Kitap Greg'in ağzından yazılıyor ve aslında bizim okuduğumuz bu kitap Greg'in yazdığı kitap. Okuyunca anlayacaksınız.
Yazarın dilini ben sevdim, akıp gidiyor ve eğleniyorsunuz ama evet, biraz fazla bozuk ve biraz belatı esprilere maruz kalıyorsunuz. Ama ben gerçekten okurken çok eğlendim. Yani yazar bize bir kahraman yaratmamış. Greg gerçekçi bir karakter.
Earl tam bir manyak! Hemen sinirlenen, dünya umurunda olmayan, kavgacı. En sevdiğim karakterdi diyebilirim.


Evet, herkese hitap edecek bir kitap değil. Espriden anlayan bir insanım ve biraz belatı beni sıkmaz diyorsanız bence okumalısınız. Filmini de kısa sürede izlemek istiyorum. Tabi kitaba hiç bulaşmayım diyorsanız siz de sadece filmi izleyebilirsiniz. Filmi daha çok beğeniliyor. Keyifli okumalar. :)

Özgün konu ve güzel bir kurgu (%35):4/5 
Güzel bir kurgu ama özgün bir konu için bir puan kırılır.

Sürekleyici/Akıcı olma (%45): 4/5
Yazarın dilinin bozukluğu dışında gayet akıcıydı.

Çeviri ve baskı kalitesi (%5) : 5/5 

İsim/Kitap uyumu (%10): 5/5

Güzel Kapak (%5): 5/5
Harika!

Puan: 4.20

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Not #13

Evet, biliyorum uğramaz oldum sayın blogum özür dilerim. Daha dikkatli olacağım bundan sonra, söz.


Şehir dışındaydım ve buralarla ilgilenmem pek mümkün değildi, hatta o süreç boyunca hiç bakmadım da diyebilirim. En kısa zamanda herkesi ziyaret edeceğim!
Hazırlığı geçtim. Dürüst olmam gerekirse biraz korkuyordum çünkü son notlarım biraz düşmüştü ama bir sorun yaşamadım.
Sonrasında da yardım amaçlı ablamın yanına gittim ve yaklaşık iki haftam onunlaydı. Yeğenimle bol bol zaman geçirdim.
Bebekler çok tatlılar ama eğer o bebek yeğeninizse size daha tatlı geliyor kesinlikle. ^^
Bayramın da bir kısmı onlarla geçti. Sonrasında köye geçtik. Biz de bayramı köyünde geçirenlerdeniz.
Ben köye gitmeyi, orada zaman geçirmeyi seviyorum. Belki aylardır görmediğim insanlarla bir arada olmayı seviyorum. Tabi öyle günlerce değil,  en fazla 3 gün yeter. :D
Yine birkaç tane kitap alışverişim oldu ve olacak gibi görünüyor. Belki onları da paylaşırım ama çok birikmiş kitap var onların yorumunu girmekten onlar kaladabilir. :D
Kitap almak konusunda kendimi aştım ve bunun sağlıklı bir davranış olmadığının farkındayım, önüne geçmeye çalışıyorum. :D
Fotoğraf çekmek daha kolay olduğu için instagramda daha aktifim ve genelde oraya alışveriş yaparsam atıyorum. Merak ederseniz orada görebilirsiniz.
Bol bol kitap ve dizi yorumu girmeye gayret edeceğim, görüşmek üzere!